|
Müteâl |
Yüksek, yüce. (bkz. Bülend). |
|
Siret |
Bir kimsenin manevi durumu,... |
|
Başol |
Başta ol, önder ol. |
|
Ersevim |
Sevimli, sempatik erkek. |
|
Yura |
Dağ sırtı. |
|
Karacabey |
Esmer bey, rengi karaya çalan. |
|
Zebih |
1. Kesilmiş veya kesilecek... |
|
Balibey |
Osmanlı beylerinden. Bosna... |
|
Abdülmuiz |
Muiz'in, izzet veren,... |
|
Hayret |
Şaşma, şaşırma, şaşakalmış,... |
|
Peride |
Uçmuş, soluk, solmuş. |
|
Nurnigar |
Işıklı, aydınlık, sevgili. |
|
Kusay |
1. Uzaklaşmak. 2. Peygamberin... |
|
Tekmile |
(bkz. Tekmil). |
|
İmâr |
Şenlendirme, bayındırma. |
|
Tabende |
Parlayan, ışık veren |
|
Hıncal |
Öc al, intikam al anlamında |
|
Şamile |
(bkz. Şamil). |
|
Ergi |
İyi, güzel bir şeye erişme. |
|
Tunçkol |
Güçlü kuvvetli kimse. |
|
Enginsu |
Açık deniz |
|
Tamerk |
Güçlü, kuvvetli kimse. |
|
Vecihi |
Soylu, asil, Bir kavmin... |
|
Nacil |
Soyu sopu temiz olan kimse. |
|
Yüce |
Yüksek, büyük, ulu, bala... |