Şekûre |
Çok şükreden, şükredici,... |
Özpeker |
Özünde çok güçlü olan yiğit. |
Nevbare |
Turfanda yemiş. Taze yeşillik. |
Aköz |
Özü sözü doğru kişi, temiz... |
Şahadeddin |
Dinin tanıklığı. Dinin... |
Temaşa |
1. Hoşlanarak bakma, seyretme... |
Cankat |
Yaşamına can ekle, sevinçle... |
Nazret |
Tazelik. 2. Bakma, bakış. 3.... |
Nasibe |
Dikili taş. Yollara nişan... |
Şiraz |
Türk müziğinde eski bir makam. |
Uçbay |
Sınır beyi. |
Maşuk |
Sevilen, sevilmiş. |
Önsal |
Ön sal. |
Eryılmaz |
(bkz. Yılmaz). |
Üstüner |
Üsten er. |
Gülzar |
Gülbahçesi, gül tarlası. |
Özdamar |
Öz damar. |
Talat |
Yüz, surat, çehre |
Gülpembe |
Gül pembesi / Gül gibi pembe... |
Kılıç |
Sivri uçlu,keskin, çelikten... |
Kumukbay |
(bkz. Kumuk). |
Bistami |
(bkz. Bistem) Bayezid Bistami... |
Verşan |
Çevreye şan ver, ünlen, ünlü... |
Matuk |
Azat olunmuş, özgürlüğü... |
Tunç |
Bakır, çinko ve kalay... |